Kemik yoğunluğu ölçümü nedir?
İnsanlar yaş aldıkça kemiklerin mineral kaybına bağlı yoğunluğu sıklıkla azalır. Bunun anlamı, kemiklerin daha ince ve kırılgan olması demektir. Zamanla bu durum kemiklerin iyice güçsüzleştiği ‘osteoporoz’ denilen kemik erimesine neden olabilir. Osteoporozu olan kişilerin kemikleri çok kolay kırılabilir. Kemiklerinizin ne kadar güçlü olduğunu belirlemek için yapılan teste ‘Kemik Yoğunluğu Testi’ denir. Bir çeşit kemik sağlığınızın anlık fotoğrafı çekilir.
Kemik yoğunluğu ölçümü ne için kullanılır?
Doktorlar 3 nedenle kemik yoğunluğunu bilmek ister:
- Osteoporoz tanısı koymak
- Kemik kırık riskini belirlemek
- Osteoporoz tedavi etkinliğini takip etmek
Kimler kemik yoğunluğu ölçümü yaptırmalıdır?
65 yaşın üstünde tüm kadınlarda en az bir kere kemik yoğunluğuna bakılmalıdır. Eğer kemik kırık riski varsa, daha genç yaşlarda da kemik yoğunluğu ölçümü istenebilir. Osteoporoz risk faktörleri olan hastalarda yaştan bağımsız kemik yoğunluğu bakılmalıdır (bkn. Osteoporoz konusu). En sık görülen risk faktörleri şunlardır:
- 50 yaşından sonra kemik kırığı öyküsü
- Uzun süreli steroid kullanımı
- Düşük vücud kütle indeksi
- Romatoid artrit hastası olmak
- Ebeveynlerden birinin ufak bir travma sonrası kalça kırık öyküsü olması
Şu durumların varlığı da osteoporoza işaret ettiğinden kemik yoğunluğu bakılabilir:
- Başka nedenle çekilen omurga düz grafisinde (X-ışını ile) kemik kaybı varsa
- Geçmeyen sırt ağrısı
- Yılda 1.3 cm.den fazla boy kısalması varsa
- Toplamda boyunuz 3.8 cm.den fazla kısaldıysa
Kaç çeşit kemik yoğunluğu ölçüm testi vardır?
Osteoporoz tanısı ve taraması için kullanılan testler farklıdır.
Tanı testi
Santral DXA (Dual energy X-ray Absorptiometry)
En çok kullanılan ve en güvenilir olan test budur. Düşük doz radyasyon veren özel bir çeşit X-ışını kullanılır. Santral DXA, kalça ve omurlarda çok güvenilir ölçüm verdiği için kalça ve bel omurlarındaki ölçümlere dayanarak kemik yoğunluğunu belirler. Osteoporoz tanısı, kırık riskinin tahmini ve osteoporoz tedavisine verilen cevabın etkinliğini en iyi saptayan testtir.
Tarama testleri
Tarama testleri, ileri tetkikden fayda görecek kişileri saptamak için kullanılır. Santral DXA’ya ulaşımın olmadığı durumlarda kullanılabilirler. Bu testlere dayanarak osteoporoz tanısı konmaz. Osteoporoz tedavisinin etkililiğini takip amaçlı da kullanılamazlar.
- pDXA (peripheral Dual energy X-ray Absorptiometry)
El bileği, ön kol, parmak veya topukda yapılan ölçümler ‘periferik DXA’ adını alır ve tarama amaçlı kullanılır. Bel omur ve kalça kemik yoğunluğunun takip edilmesi gereken kişileri saptamak için kullanılır.
- pQCT (peripheral quantitative computed tomography)
pQCT, başka özel bir çeşit X-ışını kullanan yöntemdir. Omurga kemik yoğunluğu ölçümünde güvenilir sonuçlar verir. DXA’dan daha fazla radyasyon salar. Osteroporoz tanısı için kullanılmaz. Kemik yoğunluğu taraması için kullanılır.
- QUS (quantitative ultrasound)
QUS, topukda kemik yoğunluğunu saptamak için kullanılabilir. Kemik kırık riskini saptamak için yararlıdır. Ancak, osteoporoz tanısı ve zaman içindeki kemik yoğunluğu değişimlerini takip için kullanılmaz.
Obez kişilerde kemik yoğunluğu ölçümü mümkün mü?
Birçok santral DXA, ağırlığı > 135 kg kişilerde kalça ve onurları değerlendirmede yetersiz kalır. Bazı yeni tip aletler 180 kg’a kadar ölçüm yapabilmektedir. Ama bu aletlerin sayısı da azdır.
Kalça ve omurga ölçülemediği durumlarda ön kol kemiği olan radiusda santral DXA ve topuk gibi başka bir periferik kemikte tarama testleri yapılarak kemik yoğunluğu hakkında daha anlamlı bilgi sahibi olmak mümkündür.
DXA testi nasıl yapılır?
DXA bir çeşit X-ışını olsa da çok düşük doz radyasyon yayar. Bir çekim sırasında aldığınız radyasyon, bir kişinin ortalama bir günde çevreden aldığı radyasyon miktarı kadardır.
İşlem sırasında bir masaya uzanırsınız. X-ışını yayan alet, kemiklerinizi tarar. Hiçbir acı veya rahatsızlık hissi duymazsınız. Öncesinde ilaç uygulamaya gerek yoktur. İşlem 5-10 dakika sürer. Test sonucu bir bölgedeki kemik yoğunluğu ‘skor’ olarak rapor edilir.
Kemik yoğunluğu ölçüm sonucu ne anlama gelir?
Kemik yoğunluğu ölçümü, kemiklerdeki mineral yoğunluğunu ölçerek bunu saptanmış bir standard ile karşılaştırır. Hiçbir kemik yoğunluğu testi %100 doğru değilse de kişinin ilerideki kemik kırık riskini tahmin etmede önemli bir belirteçtir.
Kemik yoğunluğu sonuçları ‘T skoru’ ve ‘Z skoru’ olarak ifade edilir. Menopoza girmiş kadınlar ve >50 yaş erkeklerde T-skoru kullanılır. T-skoru 20-35 yaşında sağlıklı bir erişkin ile karşılaştırılarak verilen değerdir. T-skor ‘0’ ise kemik yoğunluğu 20-35 yaşında sağlıklı erişkin gibidir. Kişinin ve sağlıklı genç erişkinin kemik yoğunlukları arası fark ‘standard deviasyon’ (SD) olarak ifade edilir. Standard deviasyonun altına düşen yoğunluk ‘negatif’, üstündekiler ise ‘pozitif’ rakamlar olarak verilir.
Normal kemik yoğunluğu: Kemik yoğunluğu normal olan kişilerin T-skoru +1 ile -1 arasındadır. Bu kişilerin tedaviye ihtiyacı yoktur. Yine de, kemik kaybını önleyici önerileri uygulamaları önemlidir.
Düşük kemik yoğunluğu: Bu duruma ‘osteopeni’ denir. Kemik yoğunluğunda bir azalma vardır, ancak osteoporoz diyebilecek kadar bir düşüş gelişmemiştir. Ospeopenisi olanların T-skoru -1 ile -2.4 arasındadır. Bu kişiler osteoporoz geliştirme riski taşır. Kemik kaybını önlemek için yapılması gerekenler vardır. Bazen bu ilaç kullanımı anlamına da gelir. Diyetlerinin dengeli olması, protein, kalsiyum ve D vitamininden zengin beslenmeye özen göstermelidirler. Ayrıca, kemik sağlığı için düzenli egzersiz de yapmalıdırlar.
Osteoporoz: Tanısı osteoporoz olan kişilerde T-skor 2.5 ve altındadır. Kemik kırık riski altında olan bu kişilerin yapması gerekenler ilaç kullanımı, kalsiyum ve D vitamini takviyesi ve yaşam tarzı değişiklikleridir.
Z-skoru nedir?
Kemik yoğunluğu ölçümünde geçen bir başka skor da ‘Z-skor’dur. Z-skor, sizinle aynı yaşta ve aynı fizik yapısında olan bir başka kişinin normal olması gereken kemik yoğunluğu ile karşılaştırmanızı verir. İleri yaşlarda kemik yoğunluğu zaten düşük olduğundan Z-skoru güvenilir değildir.
Çoğu uzman çocuklar, gençler, premonopozal kadınlar ve >50 yaş erkeklerde Z-skorunun kullanılmasını önermektedir. Ancak, bazı kuruluşlar bu yaş gruplarında kemik yoğunluğu bakılmasını önermemektedir. Z-skoru -2.0’den büyük ise normal kabul edilir (International Society for Clinical Densitometry: ISCD). Çocuklar, gençler, üreme çağındaki kadınlar ve genç erkeklerde osteoporoz tanısı sadece kemik yoğunluğu ölçümü ile konulmamalıdır
Tedavi ne zaman gereklidir?
Kemik yoğunluğu testinin sonucu doktorunuzu kemik kırık rİskinizi azaltmaya yönelik ne yapılması gerektiği konusunda bilgilendirir. Tedavi kararını etkileyen diğer durumlar osteoporoz riskiniz, ileriye yönelik kemik kırık riskiniz, tıbbi özgeçmiş ve güncel sağlık durumunuzdur.
T-skoru -1.0 ve üstünde olanların (normal kemik yoğunluğu) osteoporoz tedavisine ihtiyacı yoktur.
T-skoru -1.0 ve -2.5 arasında ise (düşük kemik yoğunluğu = osteopeni) ancak bazı risk faktörleri varlığında osteoporoz tedavisi olması düşünülebilir.
T-skoru -2.5 ve altında olan (osteoporoz) herkese osteoporoz tedavisi önerilmelidir.
Osteopeni varsa ne yapmak gerekir?
Her osteopeni olan kişide osteoporoz gelişecek demek değildir. Osteopeni, ‘eğer kemik kaybınız devam ederse ileride kemik kırık riskiniz artar’ anlamına gelir. Osteoporozu olanlarda bu riski azaltmak için tedavi düşünülebileceği, net bir görüştür. Ancak aynı şeyi osteopeni için söyleyemiyoruz.
İnternet üzerinden ulaşılan risk değerlendirme hesaplaması FRAX® (‘fracture risk assessment tool’) olarak adlandırılan bir formül, osteopenisi olan kişilerde ne yapılması gerektiği konusunda yardımcı olur. Kişinin gelecek 10 yıl içindeki kırık riskinin tahminini veren bu formül ile kırık riski yüksek olan osteopeni vakaları belirlenerek gerekli tedavi başlanabilir.
Tekrar kemik yoğunluğu baktırmam gerekir mi?
Eğer test sonucunuz osteoporoz olarak gelmez ise sonradan tekrar ölçüm gerekebilir. Doktorunuzla bu konuyu konuşmanız gerekir. Risk faktörleriniz ve ilerideki genel sağlık durumunuza göre doktorunuz size bilgi verecektir.
Osteoporoz tedavisi başlandı ise sıklıkla bir yılın sonunda tekrar ölçüm yapılır. Sonraki takipler 1-2 yıl arayla planlanır.